Obezite ameliyatları sonrası hastaların bir kısmında ağız kokusu (halitozis) şikayeti meydana gelebilir. Bu durum çoğu zaman hastalar tarafından mideden gelen bir koku zannedilir. Oysa, mide ile ağız arasında anatomik olarak uzun bir mesafe vardır ve mideden ağıza koku gelmesi söz konusu değildir. Ağız kokusunun sebebi ağız içinden kaynaklanır. Halitozis, esas olarak ağız içerisinde bulunan mikroorganizmaların endojen (iç kaynaklı) veya eksojen (dış kaynaklı) proteinler ve peptitler üzerindeki çürüme etkilerinden kaynaklanır. Bu duruma dil yüzeyindeki kaplama, peridontal hastalıklar veya diş eti problemleri gibi oral nedenler yol açabilir. Bunun dışında, oral olmayan halitozis ise üst ve alt solunum yollarındaki rahatsızlıklar veya metabolik değişikliklerden kaynaklanır.
Vücudumuzun pek çok bölgesinde doğal olarak yaşayan vebize zarar vermeyen mikroorganizmalar bulunur. Bumikroorganizmalar flora olarak adlandırılır. Ağız florası bir çokfaktörden etkilenebilir. Diyet değişikliği bunlardan biridir.Ameliyat sonrası hastaların diyetlerinde önemli derecededeğişiklikler meydana gelir. Ağızda yaşayan bakterilerinbesinleri değiştiğinde florada değişiklik meydana gelir.
Ameliyat sonrası dönemde diyette meydana gelen değişiklikler, tükürük akışındaki azalma ve sık görülen kusma atakları nedeniyle artan asidite, oral semptomların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Bu faktörler, oral floradaki mikrobiyal kompozisyonun niteliksel ve niceliksel olarak değişmesine neden olarak diş plağındaki mikrobiyal yapıyı etkiler. Söz konusu değişiklikler, bazı oral bakterilerin, özellikle Porphyromonas gingivalis gibi türlerin, artışına yol açarak halitozis gelişimini tetikleyebilir.
Araştırmalar, sleeve gastrektomi sonrası ilk ayda diş plağı indeksi (PI), diş eti indeksi (GI) ve P. gingivalis varlığında artış olduğunu, bununla birlikte uçucu kükürt bileşikleri (VSC) konsantrasyonunun da yükseldiğin göstermiştir. Ancak bu parametrelerin üçüncü ve altıncı aylarda anlamlı ölçüde iyileştiği rapor edilmiştir.
Dil yüzeyi, dökülmüş epitel hücreleri, periodontal ceplerden gelen lökositler, gıda artıkları ve bakterilerden oluşan karmaşık bir yapıya sahiptir. Dil papillalarının derinliği, biyofilm kaplamasının miktarını etkiler ve tükürük akışının temizleyici etkisini azaltarak anaerobik bakterilerin çoğalmasına olanak tanır. Bu durum, sağlıklı periodontal dokulara ve iyi bir ağız hijyenine sahip bireylerde bile halitozis oluşumuna neden olabilir.
Bariatrik cerrahi sonrasında gözlemlenen beslenme eksiklikleri, kısa ve uzun vadede C, D ve B12 vitamin yetersizliklerine yol açabilir. Vitamin eksikliğinin, diş eti sağlığını ve ağız mikrobiyal florasını olumsuz etkilediği çeşitli çalışmalarla ortaya konmuştur.
Halitozis, 3. aydan itibaren görülebilen bir durumdur ancak; genellikle 6. aydan sonra düzelme eğilimindedir. Önlemek için, tükürük akışını arttırmak için bol sıvı alınmalı, vitamin&mineral eksiklikleri giderilmeli, ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
GÖKTÜRK, Özge; DEVRIM, İnci. AĞIZ KOKUSU. Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2014, 24.3: 85-92. Alzahrani HG, AlSarhan MA, Aldohayan A, Bamehriz F, Alzoman HA. Effect of sleeve gastrectomy on the levels of oral volatile sulfur compounds and halitosis-related bacteria. Saudi Dent J. 2024 Jun;36(6):940- 946. doi: 10.1016/j.sdentj.2024.04.005. Epub 2024 Apr 18. PMID: 38883904; PMCID: PMC11178955 Hampelska K, Jaworska MM, Babalska ZŁ, Karpiński TM. The Role of Oral Microbiota in Intra-Oral Halitosis. J Clin M
Yorum Yaz