Mide botoksu midedeki kasları geçici süre felç eder, midenin boşalmasını geciktirir ve tokluk etkisi yaratabilir. Mide botoksu uygulanan hastaların daha geç acıkacağı, daha az porsiyonlarla doyacağı ve daha erken tokluk hissedecekleri öngörülmüştür. Bu düşünceden hareketle mideye botoks uygulanmasının zayıflama için kullanılabileceği düşünülmüştür.
Mide botoksunun temel dayanak noktası, mide boşalımını geciktirmek ve geç acıkmak olduğuna göre; botoks yapılmış gibi, mide boşalma süresini diyet ile geciktirebilirsek veya tokluk süresini uzatabilirsek aynı etkiyi yaratabiliriz. Bunun için tükettiğimiz besinler hakkında bilgi sahibi olmalıyız.
Lifli besinlerin tüketimi önemlidir. Gastrik boşalmayı yavaşlatır ve viskoz etkilerinden dolayı glikoz emilimi azaltır. Diyabeti olan kişilerde glisemik yanıtı iyileştirdiği, insülin kullanan hastalarda insülin gereksiniminin azalttığı ve idrar ile glikoz kaybının azaldığı gözlemlenmektedir. Çözünebilir lifin bu etkileri arttırabileceğine dair görüşler oldukça fazladır. Pektin, gastrik boşalmayı yavaşlatan çözünebilir lif grubundadır ve glisemik yanıtı azaltır. Özellikle elma, ayva, turunçgiller gibi meyvelerin kabuğunda bulunur. Meyve olgunlaştıkça pektin içeriği azalır bu sebeple olgunlaşmamış meyve tercih edilmelidir.
Kurubaklagiller, enginar, brokoli, yer fıstığı, avokado lif açısından oldukça zengin besinlerdir.
Kurubaklagilleri filizlendirerek tüketmek lif içeriğini arttırır.
DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKS-PROTEİNLER
Glisemik indeks tüketilen besinlerin kan şekerini yükseltme hızını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Glisemik indeksi yüksek besinler kan şekerini hızlı yükseltir; düşük olanlar ise yavaş yükseltir. Beslenmemizde glisemik indeksi düşük gıdalar ve yüksek lifli besinleri tercih etmeliyiz. Suyla karışan lifler (baklagiller, meyve ve sebzeler vs.), kan yağlarını ve yemek sonrası kanda artan şeker düzeyini azaltır. Suyla karışmayan lifler (tahıl kabuğu, esmer pirinç ve kepek vs.), esas olarak bağırsaklarda hacim oluşturur, dışkı hacmini artırır ve bağırsaktan geçiş zamanını düzenler.
Glisemik indeksi düşük gıdalar, sebzeler, meyvelerin çoğu ve tam tahıllar, kuruyemişler, süt ürünleri düşük glisemik indeksli gıdalardır. Düşük glisemik indeksli gıdalar ince bağırsakta daha uzun süre kalır, tokluk süresi uzar. Ayrıca kan şekerini yavaş ve daha az yükseltirler.
GLİSEMİK İNDEKS TABLOSU:
Glisemik indeks değerleri şöyledir:
0-55 Düşük glisemik indeksli gıdalar
56-69 Orta glisemik indekli gıdalar
70-100 Yüksek glisemik indeksli gıdalardır.
Vücudun en küçük birimi hücrelerin yapıtaşı olan protein hem kilo vermek hem de insan vücudundaki kas oranını arttırmak için beslenme tablomuzda her gün olması gereken bir besindir. Proteinler mideden daha geç boşaldığı için daha uzun süre tok kalmamızı sağlarlar. Sindirimleri, metabolize olmaları ve kullanılmaları için vücut daha çok çaba gösterdiğinden daha fazla kalori harcamamıza da yardımcı olurlar.
SUDA ÇÖZÜNEN LİFLER
Bu lifler suda çözünerek jel halini alırlar. Suda eriyen lifler toplam kan kolesterolünün düşürülmesinde ve kan şekerinin kontrol altına alınmasında görev alırlar. Sindirim sistemini yavaşlatır ve daha uzun süre tok kalmaya yardımcı olurlar. Kurubaklagiller, yapraklı sebzeler, havuç, bezelye ve elma, portakal gibi meyvelerde suda eriyen lifler bulunur.
SUDA ÇÖZÜNMEYEN LİFLER
Bu lifler yapısal liflerdir ve diyette alınan posanın büyük birçoğunu oluştururlar. Suda erimeyen lifler sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olarak sindirim sistemini hastalıklardan korur, sindirime yardımcı olur. Kabuklu tahıllar, ceviz, birçok sebze ve kepekli buğday bu grup lifleri içerir.
Yorum Yaz