Çocuk ve Ergenlerde Obezite

Çocuk ve Ergenlerde Obezite

Obezite bireye özgü genetik özellikler ve genetik olmayan faktörlerden etkilenen karışık, çok faktörlü bir durumdur. Çocuk ve ergenlerde obezite, genellikle fiziksel aktivite eksikliğinden, aşırı enerji alımına neden olan sağlıksız beslenme düzenlerinden veya ikisinin birleşiminden kaynaklanan pozitif enerji dengesinden kaynaklanır.  Obeziteye neden olan nadir tek gen kusurları vardır. Bu gen kusurları erken başlangıçlı pediatrik obezitenin nadir nedenlerindendir. Leptin sinyal yolundaki genetik mutasyonlar ve melanokortin-4 reseptör kusurları bu durumlara örnektir. Erken çocukluk obezitesi Prader-Wili sendromu, Bardet-Biedl sendromu, Alstrom sendromu ve WAGR sendromu gibi bazı genetik sendromların bir sonucu olabilir. Hipotiroidizm, büyüme hormonu eksikliği ve kortizol fazlalığı gibi bazı endokrinolojik hastalıklar da obeziteye neden olabilir.

Obezite tüm dünyada artış eğilimindedir. Son otuz yılda gelişmiş ülkelerde obez birey sayısı erişkinlerde iki kat artmışken; çocuk ve ergenlerde üç kat artmıştır. Çocukluk çağı obezitesinin artan sıklığı, obezite ile ilişkili hastalıkların erken yaşta ortaya çıkmasına yol açmıştır. Çocukluk çağı obezitesi hemen hemen her sistemini olumsuz etkileyebilir ve sıklıkla hipertansiyon, insülin direnci, diyabet, obstruktif uyku apne, dislipidemi, karaciğer yağlanması ve psikososyal komplikasyonlar gibi ciddi sonuçlara neden olur. Tip 2 diyabet tarihsel olarak sadece yetişkinleri etkileyen bir hastalık olarak bilinirken, çocuklarda artan obezite sıklığına paralel olarak, son 20-25 yılda 6 yaşındaki çocukları dahi etkileyebilen bir hastalık haline gelmiştir. Çocuk ve ergen obezitesi yeterince ele alınmamış ve çözüm bekleyen bir sorundur. 

Çocukluk çağı obezitesi çoğu zaman erişkinlikte de devam eder. Obez olan çocuk ve ergenler, obeziteye bağlı hastalıkların erken ortaya çıkma riski ile karşı karşıyadırlar. Erken tedavi, kilo kaybını sağlamak ve obezite ile ilişkili hastalıkları önlemek veya tedavi etmek için gereklidir. Bu nedenle obeziteyi erken tedavi etmeye yönelik eğilim artmıştır.

Şu anda, çocukluk çağı obezite tedavisi için farmakoterapi (ilaç tedavisi) seçenekleri çok sınırlıdır. Çocuk ve ergenlerde obezite tedavisinde ilk adım yaşam tarzı değişiklikleridir. Yaşam tarzı değişiklikleri davranış ve diyet değişikliklerini içerir. Bu tedaviler doktor, diyetisyen, psikolog ve fizyoterapist dahil olmak üzere multidisipliner yaklaşım gerektirir. Bu tedaviler kısa vadede etkili olsa da uzun vadede başarı oranları düşüktür. Bariatrik&Metabolik ameliyatlar (BMA)  şu anda kalıcı kilo kontrolü ve obeziteye bağlı hastalıkların tedavisinde en başarılı yöntem gibi durmaktadır. Amerikan Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneği’ne (ASMBS) göre, BMA’lar, özellikle eşlik eden hastalıkların olması halinde, orta ile şiddetli obezitesi olan ergenlerde endikedir (1).

Uygunluk kriterleri:

  • VKİ ≥35 kg/m2 ve eşlik eden obezite ile ilişkili hastalık olması veya VKİ nin, yaşa ve boya göre hesaplanmış 95. persantil değerinin %120 sinden büyük olması
  • VKİ≥40 kg/m2 (eşlik eden hastalık olmasa bile) veya VKİ nin, yaşa ve boya göre hesaplanmış 95. persantil değerinin %140’ından büyük olması 

Kontrendikasyonlar:

  • Tıbbi olarak tedavi edilebilen obezite
  • Tedavi edilmemiş alkol madde bağımlılığı
  • Ameliyat tarihinden sonra 12-18 ay içerisinde hamilelik planlanması
  • Aktif yeme bozukluğunun olması
  • Ameliyat sonrası tavsiyelere ve yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlayamayacak bilişsel ve psikososyal durum

Erişkinlerde BMA’ların, VKİ yi azalttığı, obezite ile ilişkili hastalıkları iyileştirdiği ve ölüm oranlarını azalttığı gösterilmiştir. Buna paralel olarak bu ameliyatlar şiddetli obezitesi olan ergenlere de uygulanmıştır. Son birkaç on yıldır ergenlerde BMA ların sayısında artış olmuştur.  Uzun dönem sonuçlarının bilinmemesi, büyüme ve gelişme üzerine olabilecek etkileri ve LAGB hariç diğerlerinin geri dönüşümsüz olması endişe verici noktalardır. Ancak; Çalışmalar bariatrik cerrahinin şiddetli obezitesi olan ergenlerde güvenli ve etkili olduğunu göstermiştir (2)

Çocuk ve ergenlerde laparoskopik ayarlanabilir gastrik band (LAGB), Roux-en-Y gastrik by-pass (RYGB), laparoskopik sleeve gastrektomi (LSG) gibi bariatrik ameliyatlar yapılmaktadır. Şu anda ergenlerde en sık uygulanan ameliyat LSG dir. Sonuçlar yaşam tarzı değişiklikleri ile kıyaslandığında çok daha başarılıdır.  

LAGB ile VKİ de yaklaşık 11,6 kg/m2 kadar; RYGB ile VKİ de yaklaşık 16,6 kg/m2; LSG ile VKİ de yaklaşık 14,1 kg/mkayıp sağlanmıştır. Bu oranlar cerrahi dışı diğer tedavi yöntemlerine kıyasla oldukça yüksek ve başarılı oranlardır. Her üç cerrahi teknik kısa-orta vadede önemli kilo kaybı ve fazla kiloya bağlı hastalıklarda iyileşme ile sonuçlanmıştır. Ameliyat edilen hastaların %65-95’inde tip 2 diyabet, insülin direnci, hipertansiyon, dislipidemi ve anormal böbrek fonkisyonlarında düzelme izlenmiştir. (3)

1. Pratt JSA, Browne A, Browne NT, Bruzoni M, Cohen M, Desai A, et al. ASMBS pediatric metabolic and bariatric surgery guidelines, 2018. Surgery for obesity and related diseases: official journal of the American Society for Bariatric Surgery. 2018;14(7):882–901.

2. Inge TH, Zeller MH, Jenkins TM, et al; Teen-LABS Consortium. Perioperative outcomes of adolescents undergoing bariatric surgery: the Teen-Longitudinal Assessment of Bariatric Surgery (Teen-LABS) study. JAMA Pediatr. 2014;168(1):47-53.

3. Givan F. PaulusLoes E. G. de Vaan,Froukje J. Verdam,Nicole D. BouvyTon A. W. Ambergen, and L. W. Ernest van Heurn. Bariatric Surgery in Morbidly Obese Adolescents: a Systematic Review and Meta-analysis. Obes Surg. 2015; 25(5): 860–878.

Yorum Yaz

E-posta adresi görünmeyecektir.